17 Eylül 2015 Perşembe

 The Witcher 3 Wild Hunt İnceleme 

Efsane Oldu !

 Sevgili yurttaşlar, sizlere bu yazıyı yazarken the witcher ekibine beslediğim sevgi ve saygıyı tarif edemiyorum. Günümüz popcorn oyun dünyasında bu kadar ince eleyip sık dokuyan insanların hala var olması beni gelecek için umutlandırıyor. The Witcher serisini bilmeyeniniz yoktur. İkinci oyunla birlikte dövüş mekaniklerinde köklü bir değişime giden ekibe büyük eleştiriler gelmişti. Ancak tüm bu eleştiriler oyunun müthiş senaryosu karşısında birer fısıltı gibi kaybolup gitmişti. İşte yine yaptılar ve başından uzun günler boyunca kalkamayacağımız senaryosuyla, oynanışıyla, atmosferiyle, uçsuz bucaksız açık dünyasıyla bizleri bilgisayara bağlayacak uykusuz gecelerimizin sorumlusu The Witcher 3 Wild Hunt'la karşımıza çıktılar. 

The Witcher Wild Hunt serinin son oyunu. Oyun ülkede bir avuç kalmış Witcherların ve artık yok olan withcer kültürünün buram buram hissedildiği bir atmosferde geçiyor. Tıpkı japonların efsanevi savaşçıları samurayların, teknoloji, değişen kültürler ve yeni ihtiyaçlarla birlikte devrinin kapandığı o son yıllar gibi. İnsanların birçoğu witcherlara ucube olarak bakmakta. Irkçılık almış başını gitmiş. insanlar ve kralları diğer tüm ırkları şehirlerinden kovma hatta soykırım peşinde, onları arka mahallelerde pislik hastalık içerisinde yaşamaya itmişler. Kendi aralarında kaotik bir ilişkiye ve bağa sahip olan cadılara ve cadılığa artık tolerans gösterilmez olmuş. Tek suçu komşusuna bitkilerden ilaç yapmak olan huzur içinde kendi halinde yaşamaya çalışan cadılara bile tahammülü kalmamış insanlık, onları ıssızlığa ve sefalete sürmekte. Kahramanımız Geralt of Rivia baba ocağı Kaer Morhen'e dönmüş ve ustası Vesemirle birlikte ödül avcılığına devam etmekte. 

Oyunun açık dünya olduğunu söylemiştik. ve sizlere kafadan 100 saatlik bir oyun süresini vadediyor. Öyle böyle değil bir uçtan bir uca atla 40 dakikada gidilecek bir alandan bahsediyoruz. Witcher'ı witcher yapan en büyük unsur günümüz oyun dünyasının bol grafik talebinin ötesinde senaryoya ve görevlere olan özeninde yatıyor. O görevler ki sadece yan görevleri ve hikayelerini bile tekrar tekrar oynayabileceğiniz kalitede büyük titizlikle hazırlanmış. Oyunun size sunduğu seçeneklere göre değişen sonuçlarla birlikte söylediğiniz her cümlenin ve yaptığınız her hareketin size ve içinde bulunduğunuz dünyaya değişen bir etkisi olduğunu bilerek hareket ediyorsunuz. Verdiğiniz kararlarla köyler yok olup insanlar ölebiliyor, geride yanmış kül olmuş bir arazi ve cesetler kalabiliyor, yanlış insanlar suçlu bulunup öldürülebiliyor, şeytanlar serbest kalabiliyor.  Tüm bu çok bilinmezli denklemlerin arasında ve oyunun devasa haritasında sıkılmanız neredeyse imkansız. Oyun süresi layıkıyla hakkını veriyor her dakikasında heyecan doruktasınız. Daha hala düşünüyorsanız tereddütü bırakın derim. RPG'leri seviyorsanız, fallout gibi elder scrolls gibi efsane olmuş bir oyundan bahsediyorum burada. Grafiklerini sesleri vs.yi yani bir oyunu incelerken detaylandıracağım herşeyi bir kenara koyuyorum.


 Yükleyin oynayın ve yapımcılara saygı duruşuna geçin.

Viva Geralt !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder